Geçenlerde bir televizyon programına davet edildim.
Analist ve program yapımcısı Fanis Kofidis bu programda , azınlık içnde sol , sosyalist düşüncenin etkisi ve Syriza partisinin oy oranlarının yüksek olmasının nedenlerini irdeleyeceğimizi söyledi . Nitekim öyle de oldu.
Önce bu davete biraz temkinli yaklaştım . Ne söyleyecektim ki .
Ancak sonra yapımcının da ısrarı üzerine bu programa katılmaya karar verdim ve televizyon kanalının Drama’daki stüdyolarına doğru Gümülcine’den yola çıktık . Yolculuk sırasında program yapımcısı ile epey uzun sohbet ettik. Sohbetimizde , İlhan’dan hiç bahsetmedik. Konumuz o değildi zaten.
Fakat canlı yayın programı olan bu programa katılacağım açıklanır açıklanmaz , program sunucusunun cep telefonuna bir telefon geldi.
Çüüüp , İlhan’ın avukatı.
Hayret ettim. Bu kadarına da pes dedim içimden .
Sonra herhalde başka bir konu hakkında konuşmak istiyordur diye düşündüm ama malesef yanılmışım.
Telefonla canlı olarak bağlanan İlhan’ın avukatı üstü kapalı bir dille , yazı ve yorumlarımla İlhan’a güya haksızlık yapıp , ona iftira atmamam için uyardı.
Bu olaydan sonra İbram Onsunoğlu’nun İlhanla derin devlet arasındaki ilişkileri anlatan yazısı aklıma geldi.
Muhalif gazetecileri ve beni dava etmesinin amacı , hak aramak değil de derin devletin emriyle cezalandırmak olduğuna inanmaya başladım.
Bu programda İlhan’ın adını dahi anmadım. Bu yılki Alantepe konuşmasıyla ilgili çok şeyler söylemek isterdim elbet. Ama nerde o kısmet , brakırlar mı ? Program başlar başlamaz İlhanla alakalı telefon edilmesi aslında , ne kadar önyargılı olduğu anlaşılmaktadır. Sanki ben her konuşmamda İlhan’a iftira veya hakaret edecekmişim gibi düşünüyor ve öyle yansıtmaya çalışıyorlar.
Kendilerine muhalif olan herkesi peşinen iftiracı ve yalancı olarak görüp , öyle göstermekteler .
Gerçekler ortaya çıkacak diye , deyim yerinde ödleri kopuyor.
Bu korku nedir , nedendir merak konusu açıkçası.
Ben bu güne kadar İlhan’la ilgili bütün yorum ve yazılarımda , yazdıklarımın tamamını İlhan’ın söylediklerine ve yaptıklarına dayandırıyorum. Hiç bir yazımda başka kaynak kullanmadım. Kısacası İlhanla ilgili olan yazılarımın en büyük ilham kaynağı , İlhan’ın ta kendisidir.
Bir yandan , demokratım , insan hakları savunucusuyum diyeceksin diğer yandan avukatınla , psikolojik baskı kuracaksın. Yüreğin yetseydi kendin bağlanırdın canlı yayına söylerdin söylemek istediğini . Ama amaç , cezalandırmak , susturmak ve karalamak olunca , avukatınla müdahale ettin .
Bu mu demokratlık ? Ayıp şeyler bunlar İlhan , ayıp.
Bu azınlık bukadar baskıcı , ayrıştırıcı , kinci , nefret saçan ve korkutarak ifade özgürlüğünü kısıtlayan başka bir siyasetçi görmedi.
Nedir bu hal böyle ?
Hiç bir yerde beni rahat brakmayacakmısın ?
Geçende , sosyal medyada bana hakaret eden Ramadan Molla’nın sayfasında yorum yazdın . Beni önce bu dünyada cezalandıracakmışsın , sonra da öbür dünyada . Böyle yorum yazılır mı yahu ?
Koskoca vekil , ahirete de dil uzatıyorsun. Mahkemelerde süründüreceksin , ahirette süründüreceksin . Şimdi tv kanallarına çıktığımda da mı süründüreceksin?
Hiç bir yerde mi rahat brakmayacaksın beni ?
Bu kadarına da pes yani . Umarım evimin önüne de bekçi koymazsın inşaallah .
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.